Yüzük

(Кольцо)


Bir gün (однажды; gün — день) Hoca yüzüğünü düşürür (Ходжа свое кольцо обронил; yüzükкольцо, düşürmek — уронить, обронить). Dışarıya aramaya (наружу искать; aramak — искать) çıkar (выходит; çıkmak). Yoldan geçen birisi (проходящего по дороге; yol — дорога, путь, geçmek — проходить, biri — один, некто) sorar (спрашивает; sormak): — Hoca ne arıyorsun? (Ходжа, что ты ищешь).

Hoca: — Yüzüğümü düşürdüm (я кольцо обронил) onu arıyorum (его ищу), der (говорит).

Adam (человек; adam — человек, мужчина): — Nerede düşürdün (где ты его обронил), diye sorar (спрашивает: «говоря спрашивает»).

Hoca, damın içerisinde düşürdüğünü söyler (говорит, что потерял в хлеву; dam — крыша, /прост./ хлев, içeri — внутри, söylemek — говорить).

Neden burada aradığını sorar (почему здесь ищет спрашивает). Hoca: — Dam karanlık olduğu için (так как в хлеву темно: «хлев темный потому что»; karanlıkтемный, темнота, olmak — быть) burada arıyorum (здесь ищу), der (говорит).


Yüzük


Bir gün Hoca yüzüğünü düşürür. Dışarıya aramaya çıkar. Yoldan geçen birisi sorar: — Hoca ne arıyorsun.

Hoca: — Yüzüğümü düşürdüm onu arıyorum, der. Adam: — Nerede düşürdün, diye sorar. Hoca, damın içerisinde düşürdüğünü söyler. Neden burada aradığını sorar. Hoca: — Dam karanlık olduğu için burada arıyorum, der.

Загрузка...