(Ходжа Насреддин и рыба)
Hoca yolculuk sırasında (Ходжа во время путешествия; yolculuk — путешествие) mola verip (сделав остановку; mola vermek — сделать привал, отдохнуть) bir hana girer (заходит на постоялый двор; han — постоялый двор, girmek — заходить), bu sırada (в это время) hana (на постоялый двор) bir başka yolcu daha girer (еще один путник заходит; başka — другой, yolcu — путник, daha — еще; girmek — входить) ve ikisi birden (и оба вдруг; iki — два) hancıdan yiyecek birşeyler isterler (попросили у хозяина постоялого двора что-нибудь поесть; hancı — хозяин постоялого двора, yiyecek — еда, bir şey — что-нибудь, istemek — хотеть). Fakat hancı (но хозяин) yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler (говорит, что из еды есть только одна рыба; olarak — в качестве, balık — рыба, olmak — быть, söylemek — говорить) ve bunu paylaşmalarını önerir (и предлагает им ее разделить; paylaşmak — делить, разделить, pay — пай, доля, часть, önermek — предлагать). Bunun üzerine Hoca (на это Ходжа) 'ben balığın sadece başını yiyecem' (я съем только головы рыбы; baş — голова, yiyecem = yiyeceğim; yemek — есть), der (говорит). Hancı bunun nedenini sorar (хозяин, спрашивает о причине /этого/; neden — причина, sormak — спрашивать) Hoca da (Ходжа же) 'balık başı zekayı arttırır (рыбья голова ума прибавляет; zeka — ум, artırmak — увеличивать), balık başı yiyen insan akıllı olur (человек, съевший рыбью голову, становится умным; insan — человек)', der (говорит). Bunun üzerine diğer yolcu (на это другой путник) hemen atılır (сразу же бросается; atılmak) ve Hocaya (и Ходже) 'balık başını niye sen yiyeceksin (рыбью голову почему ты будешь есть), ben yemek istiyorum' (я хочу съесть; istemek — хотеть), der (говорит). Hoca da itiraz etmez (Ходжа не возражает; itiraz etmek) ve balığın koca gövdesini Hoca yer (и большое рыбье туловище Ходжа ест; gövde — тело, туловище, корпус) ve bir güzel karnını doyurur (и хорошо наедается; güzel —хорошо, красивый, karın — живот, doyurmak — насытить), diğer yolcu ise (другой же путник) sadece balığın başını yer (ест только голову рыбы) ve sonra Hocaya seslenir (и потом говорит Ходже) 'sen koca gövdeyi yedin (ты, Ходжа, съел тело) karnını doyurdun (наелся) ben sadece kafayı yedim (я съел только голову; kafa — голова) aç kaldım (остался голодным; aç — голодный, kalmak — оставаться)', der. Hoca da bunun üzerine (Ходжа на это) şunu der (говорит следующее; şu — вот это) 'Bak nasıl akıllandın (смотри, как ты поумнел; akıl — ум, akıllanmak — умнеть)'
Nasreddin Hoca ve balık
Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer, bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine Hoca 'ben balığın sadece başını yiyecem', der. Hancı bunun nedenini sorar, Hocada 'balık başı zekayı arttırır, balık başı yiyen insan akıllı olur', der. Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hocaya 'balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum', der. Hoca da itiraz etmez ve balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur, diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve sonra Hocaya seslenir 'sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun ben sadece kafayı yedim aç kaldım', der. Hoca da bunun üzerine şunu der 'Bak nasıl akıllandın'