Doktor

Gözlerim bozuk

Göz doktoru: - Şu tablodaki harfleri okur musunuz? Cafer: - Siz bana okur musunuz? Benim gözlerim bozuk da..

Gelmedik zaten

(Ambulansta...) - Doktor beni nereye götürüyorsunuz? - Morga. - Ama ben daha ölmedim ki?! - Olsun biz de daha gelmedik zaten...

Merdiven çıkmak

Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı. Hemen hastaneye kaldırılmış, doktor bacağı boydan boya alçıya almış ve: - "Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok", demişti. Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmıştı. Adam bu arada doktora: - "Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?" diye sormuş, doktor da: - "Tabii, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız", demişti. Adam doktorun bu cevabı üzerine sevinçle bağırmış: - "Oh be şükürler olsun, üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı."

Ancak düşürebildim

Doktor hastasını telefonla arar ve hastasına bir kötü; bir de çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonra "ilk önce hangisini söylememi istersiniz" diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler. Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık ki 24 saat ömrünüz kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber ne olabilir ki?" Doktor: "dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim."

Teyzesiyim

Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."

Yanlış bacak

Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar: - "Size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz... Hmm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz. Çok üzgünüz. Ama iyi habere sevineceksiniz! Öteki bacağınız iyileşiyor."

Egzozdan

Bir adam; kadın doğum uzmanıymış, ancak mesleğinden sıkılmış ve araba tamircisi olmaya karar vermiş. Bunun için gidip dersler almış; sınavı 100'le bitirip tamirci olması gerekiyormuş. Adam sınava giriyor, çıkıyor bir bakıyorlar ki 150 almış sınavdan. Herkes şoka giriyor nasıl olur diye. Puan veren hocalara toplayıp soruyorlar: "Nasıl 150 aldı?" Hoca da anlatmaya başlamış: "Önce bujileri değiştirdi sonra motor'a rektifiye yaptı sonra da karbüratorü dağıtıp temizledi ve son olarak da vites kutusunu dağıtıp topladı", diye açıklama yapmış. Diğer hocalar: - "Ee 150 almayı gerektirecek durum nedir? Diğer öğrenciler de bunu yapıyorlar", deyince hoca da: - "iyi de tüm bunları egzozdan yaptı" diye cevap vermiş.

Çetinim

Ameliyathane kapısında dört dönen adama, hemşire müjdeyi vermiş: - "Beyfendi bir oğlunuz oldu!" Adam sevinçle haykırmış: - "Yaşasın, ismi Çetin olacak, oğlum benim!" Hemşire biraz yüzünü ekşiterek adamın yanına gelmiş ve: - "Ancak Çetin'in bir kolu yok", demiş. Adam üzülerek: - "Olsun ben Çetin'im için herşeyi yaparım, onu gösterin bana", demiş. Bunun üzerine hemşire: - "Ama Çetin'in diğer kolu da yok", demiş. Adamın afallaması sürerken hemşire sayıvermiş: - "Ve Çetin'in bacakları da yok , üstüne üstlük gövdesi de yok..." Adam dayanamamış: - "Yeteeer, Çetin'imi gösterin bana" diyerek ameliyathaneye dalıvermiş. Ameliyat masasının başına geldiğinde bir bakmış ki Çetin sadece bir gözden ibaret. Adam dumura uğramış bir halde: - "Çetin'im Çetin'im" diyebilmiş. Bunun üzerine ameliyatı yapan doktor adama yaklaşmış elini omzuna atarak: - "Beyfendi Çetin sizi göremez, o maalesef kör", demiş..

Rüya

"Doktor, ne olur bana yardım edin?" "Neyiniz var?" "Bir aydır her gece aynı korkunç rüyayı görüyorum. Yatağıma uzanmışım ve bir anda 5 tane kadın üstüme saldırıyorlar, üstümdekileri parçalıyorlar!" "Peki siz ne yapıyorsunuz o anda!" "Onları itiyorum!" "Anlıyorum. Peki ben nasıl yardımcı olabilirim?" "Kollarımı kırın!!"

Öksüremiyorum

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

Kadın budalası

Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır. Kağıt üstüne bir dikdörtgen çizip: - "Bu size neyi hatırlatıyor?" diye sorar. Hasta: - "İçinde kadın bulunan bir yatağı", diye cevap verir. Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer. Hasta, bu kez: - "İçi kadın dolu bir oda", der. Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de: - "Bu da içi kadın dolu bir ev", deyince psikolog dayanamaz: - "Tamam beyefendi", der. "Siz bir kadın budalasısınız" Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır: - "Ne, ben mi? Aslında sen kadın budalasısın be! Sabahtah beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun.."

Ressam ve doktor

Doktor, ünlü bir ressam olan arkadaşını ziyarete gitti. Ünlü ressam, son olarak yaptığı hasta bir adam tablosunu doktor arkadaşına gösterip: - "Eee, söyle bakalım fikrin ne?", diye sordu: Doktor tabloya tekrar bakıp cevap verdi: - "Merak edilecek bir şey yok. Sadece üşütmüş, o kadar..."

Sadece üşütmüş

Doktor, ünlü bir ressam olan arkadaşını ziyarete gitti. Ünlü ressam, son olarak yaptığı hasta bir adam tablosunu doktor arkadaşına gösterip: - "Eee, söyle bakalım fikrin ne?", diye sordu: Doktor tabloya tekrar bakıp cevap verdi: - "Merak edilecek bir şey yok. Sadece üşütmüş, o kadar..."

Ayarını yapmadan

Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın: - "Ah doktorcuğum", dedi. "Bu dişi çektirmektense, çocuk doğurmayı tercih ederim." Doktor: - "Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı verin."

İki sosisli iki sade

Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar. Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir; İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana kadar orada kalmasını ister. Hemşire, "Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar. Doktor da; "Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz. Ben durumu anlarım. Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der. Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider... Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya'dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der. - "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer. Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya tuttuğu kartı alır ve okurlar... "Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade!"

Boyacı

Meşhur ressam Whistler. Bir gün gene meşhur kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Sir Morell Mahenzie'yi acele evine çağırtmıştı. Doktor eve geldiğinde Whistler'in köpeğini muayene etmek için çağırılmış olduğunu anladı. Fakat hiçbir şey belli etmeden köpeği muayene etti ve ücretini aldı, çıktı gitti. Birkaç gün sonra da doktor Whistler'i çok acele evine çağırttı. Ressam soluk soluğa içeri girdiği zaman, doktor sakin bir şekilde: - "Hoş geldiniz. Mr.Whistler." dedi. "Size sokak kapımı boyatmak istiyordum da!"

Bugüne kadar içmedim

Doktor: - "Niçin kötüleştiğinizi bir türlü anlamıyorum. Sözlerimi dinlediniz ve günde en fazla yarım paket mi sigara içtiniz?" - "Evet tıpatıp uyguladım." dedi hasta. Doktor: - "O halde." Hasta: - "Ama bugüne kadar hiç sigara içmedim ki."

Çok cesursunuz

Mösyö Dupont'la karısı diş hekimine gittiler. Dupont sordu: - "Kaç paraya diş çekiyorsunuz?" - "İğne yaparsam 150 frank, yapmazsam 100 frank." Dupont hemen karar verdi: - "İğne istemez." Dişçi: - "Aferin çok cesursunuz." - "Ona ne şüphe" Sonra karısına döndü: - "Hadi karıcığım, otur koltuğa ve aç ağzını."

Ya bunadı ya AIDS

Doktor Temel, Cemal'in karısını muayene etmiş: - "Karın ya bunuyor ya da AIDS." - "Nasıl anlayacağız?" - "Ankara'ya götür bırak, kendi kendine donecek olursa onunla yatağa girme."

Erken boşalma

Adamın biri doktora gitmiş: - "Doktor bey benim erken boşalma sorunum var..." Doktor: - "Oooo. Ne kadar iyi, benim de zaten fazla zamanım yoktu!"

Sıra kulaklarınızda

Bir hanımefendi doktora gitmiş. "Doktor" demiş, "ben fevkalade sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, kilisede, otobüste, asansörde, süper markette... Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor..." Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel gene beni gör" demiş. Ertesi hafta kadın hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor" demiş, "geçen hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..." Doktor: - "Güzel" demiş. "Çok güzel. Burnunuzu tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulaklarınız üzerinde çalışmaya..."

Düzeltene kadar

Kadın oğlunu doktora götürmüş. "Oğlum yürüyemiyor" demiş, "gözü görmüyor, sağır ve dilsiz, akli dengesi de bozuk. Size getirdim". Bir kadına, bir de çocuğa bakmış doktor: - "Soyunun", demiş. - "Ne soyunması" demiş kadın, "hasta olan ben değilim, oğlum..." - "Biliyorum da" demiş doktor, "onu düzeltene kadar yenisini yapmak daha kolay."

Artık takmıyorum

Aşırı ishalden şikayetçi biri Cerrahpaşa'ya gider hemen. Ama bürokrasiden dolayı belgeleri karışır ve kahramanımızı yanlışlıkla psikiyatri servisine sevk ederler. 15 gün süren tedaviden sonra, taburcu olacağı gün, bir arkadaşı karşılamaya gelir: - "N'oldu geçti mi ishal?" - "Hayır geçmedi, ama artık takmıyorum."

Kedi atladı

Doktorun telefonu geceyarısı deli gibi çalıyor. Doktor gidip açıyor, karşısında telaş içinde bir adam: - "DOKTOR! Hemen gelmelisiniz! Eşim duştan çıktı, havlusunu yere düşürünce almak için eğildi, tam o anda poposundan içeri bir fare girdi!" Doktor: - "Tamam sakin olun. Poposuna doğru bir parça peynir tutun bekleyin, ben geliyorum", der ve arabasına atladığı gibi adamın evine gider. İçeri girince ne görsün, adam kadının arkasına eğilmiş, elinde peynir yerine bir balık! - "Ben size ne dedim?" demiş. "Peynir dedim ama bu balık da nerden çıkıyor?" Adam kan ter içinde: - "Dediğinizi yaptım doktor" demiş. - "Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı..."

Babayı kurtardım

Yeni uzman olmuştu. Kasabada muayenehane açtı. Birkaç gün sonra biri geldi, onu doğuma çağırdı. Ertesi gün eve dönen doktoru, karısı merakla karşıladı: - "Nasıl oldu" - "Ah sorma, iyi değil. Çocuk ters geliyordu. Forsepsle almak zorunda kaldım. Fakat bir türlü çıkmadı, parçalandı. Bir saat sonra da annesi öldü." - "Vah vah, zavallı baba kimbilir ne kadar perişandır?" - "O da öldü." - "Anlayamadım... Nasıl o da öldü?" - "Forsepse dayanmış, bütün gücümle çekiyordum. Çocuğun bacağı kopunca bütün ağırlığımla arkaya düştüm. Adamcağız arkada duruyormuş. Başı duvara çarptı, beyin kanamasından öldü." Bir hafta sonra doktoru yine doğuma çağırdılar. Geç saatte yorgun argın dönünce, karısı: - "Doğum nasıl oldu?" diye sordu. Doktor: - "Gelişme var karıcığım. Bugün babayı kurtardım."

Kimse yenisini istemedi

Doktor hastayı muayene ettikten sonra reçetesini yazdı. İlacın nasıl kullanılacağını anlattı. Hasta sordu: - "Bir şişe yeterli mi doktor bey?" - "Yeterli... Şimdiye kadar hiç kimse tekrar gelip yenisini istemedi."

Takma göz

Göz doktoru, hastasını iyice muayene ettikten sonra: - "Bayım" dedi."Sol gözünüz çok iyi ama sağ gözünüze ameliyat gerekiyor." Hasta: - "Sol gözüm takmadır doktor bey."

Çantamı açınca ilgileneceğim

Karısını doğurtmak için gelen doktor, genç adamı odaya almamıştı. Biraz sonra kapıyı açıp: - "Bana bir tornavida getirir misiniz?" Doktor üç dakika sonra bir çekiç, beş dakika sonra bir testere istedi. En sonunda babanın sabrı tükendi ve sordu. - "Doğum zor mu oluyor doktor bey?" - "Daha doğumla ilgilenemedim. O işe çantamı açabildiğim zaman bakacağım."

Daha yavaş geçer

- "Doktor ölümden korkuyorum; bana ömrümü uzatacak bir ilaç verebilir misiniz?" - "Bunun ilacı yok. Ama alkol, sigara ve kadından uzak durur; günde 10 saatinizi yatakta geçirir ve geceleri dışarı çıkma huylarınızı bırakırsanız faydasını görürsünüz." - "Yani daha mı çok yaşarım?" - "Aşağı yukarı öyle. Saatler ve günler daha yavaş geçer."

Muayenenin zamanı geldi

Hastaya sülfonamid vermişler, hiçbir sonuç görülmemiş; penisilin verilmiş gene bir sonuç görülmemiş. En sonunda doktorlardan biri: - "Sanıyorum, artık hastayı muayene edip nesi olduğunu öğrenmenin sırası geldi."

Sizin elinizde

Genç kadın vücudunun mahrem bir yerinden ameliyat olmuştu. Doktora sordu: - "Doktor bey acaba bu yaptığınız ameliyatın izi gözükecek mi?" - "Bilmem ki hanfendi, o sizin elinizde."

Kalp sektesi

Bir arkadaşı doktora sorar: - "En çok hangi hastalık sizi korkutur?" - "Kalp sektesi." - "Niçin?" - "Çabuk götürür de, ücretimizi alamayız."

Önlem alsak iyi olur

Hastanenin çocuk hastalıkları servisine yeni tayin olan genç hemşireye servis şefi olan doktor sordu: - "Çocuk sever misiniz?" Hemşire yavaş sesle: - "Severim doktor bey. Ama biz yine de önlem alsak daha iyi olur..."

Peşin istedi

Kadın kocasına: - "Doktora belleğinin zayıf olduğunu anlatınca ne dedi?" - "Muayene ücretini peşin istedi."

Dikkatli olun

Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve "arkadaşlar" demiş "birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak" der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçer ve "arkadaşlar" der; "ikinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız..."

Hiçbir şeyiniz kalmaz

Yüzünün her tarafı şişmiş bir adam ağlaya ağlaya doktorun yazıhanesine dalar:-"Doktor bey, her yerimi arılar soktu, her tarafım ağrıyor, lütfen bir şeyler yapın, çok acıyor!" Doktor, adamın yüzündeki şişlikleri şöyle bir inceler ve adamın sırtını sıvazlayarak konuşur:-"Hiç merak etmeyin efendim. Şimdi yüzünüze 4-5 tane iğne yaparız, hiçbir şeyiniz kalmaz!"

Şeker

Ufaklığın dedesi, aniden rahatsızlanarak hastaneye kaldırılır. Ailece ziyarete gidildiği esnada, doktor içeri girer ve yaşlı adama doğru konuşur:-"Siz de şeker var beyefendi..." Bunun üzerine torun durur mu? -"Evet dedecim? Nerede bakalım şu şekerler! Vermezsen valla üstünü ararım!"

Yutulan bilye

Doktorun ofisine iki ufaklık gelir. Doktor ne istediklerini sorduğunda, sarışın çocuk cevap verir:-"Bir bilye yuttum da doktor amca... Onu çıkarmanızı istiyorum..." -"Tamam, tamam..." der doktor ve diğer çocuğa döner:-"Peki sen ne için geldin delikanlı?" -"Şeyy... Yuttuğu bilye benim de... Onu almaya geldim..."

İçerde unutulan makas

Adamın biri ameliyat olur, ancak ağrıları devam eder. Bunun üzerine tekrar kontrol edildiğinde, bir ameliyat makasının, adamın içinde unutulduğu anlaşılır. Hasta, derhal doktora gider ve titrek bir sesle konuşur:-"Doktor bey? İçimde unuttuğunuz makası almayacak mısınız?" -"Ne önemi var canım, o da bizim size ameliyat hediyemiz olsun!"

Yutabilir misin?

Yaşlı bir kadının başına inanılmaz ağrılar girmektedir. Bir doktoru eve çağırırlar, o da kadını kontrol eder, ve çok güçlü bir hap verir; sorar:-"Bu hapı kolay yutabilecek misin?" -"Oğul oğul! Yutarım yutmasına da, ben onu yuttuktan sonra o hap benim başıma nasıl gidecek peki?"

Canına mı susadın?

Doktorun biri, nöbetinden çıktıktan sonra, evine doğru giderken, yolda bir hastasına rastlar. Hasta önünü bile zor seçmekte, sağa sola takılmaktadır. Daha o gün, bir ay istirahat verdiği bir hastasını dışarıda gören doktor, kendini tutamaz ve adama bağırır: -"Sen canına mı susadın be adam?" -"Yok be doktorcuğum, konyağa susadım konyağa!"

O neden ağrımıyor?

Yaşlı adam, doktora muayeneye gider. Sağ bacağında dayanılmaz bir ağrı vardır. Saatler süren tetkikten sonra, doktor tespitini açıklar: -"Sağ bacağınızda, yaşa dayalı ciddi bir sorun var..." -"İyi de doktor bey, sol bacağım da sağ bacağımla aynı yaşta. Peki o neden ağrımıyor?"

İlaç ve hasta

Doktor, muayene ettiği hastayı, elinde ilacıyla yan odadaki hemşireye yollar. Biraz sonra, hemşirenin odasından, hsatanın sesleri gelmeye başlar. Doktor panik bir şekilde odaya girer, manzarayı görür ve hemşireye bağırır: -"Yahu hemşire hanım, bu size kaçıncı söyleyişim! Hastayı değil, ilacı sallayacaksınız?"

Ne durumda?

Sabah görevine gelen doktor, hemşireden geceye ilişkin bilgi alıyordu. -"Peki 343 nolu odadaki hasta ne durumda?" -"Valla sabaha karşı kendine gelir gibi oldu ve kaynanasını görmek istediğini söyledi." -"Demek öyle... Yani hala iyileşmemiş, kesinlikle taburcu etmiyoruz..."

Enayi miyim?

Delinin biri, bir el arabasını ters olarak sürmek için uğraşıyormuş. Doktorlardan biri, bu ilginç durum üzerine deliyle sohbet etmeye başlamış. -"Neden ters sürüyorsun el arabasını, o öyle sürülmez ki?" -"Ya bırak bu ayakları doktor bey, enayi miyim ben? Geçen gün senin dediğin gibi sürdüm de, bütün gün kum taşıttılar!"

Alkol

Doktor ameliyata başlayacaktır. Hemşireye seslenir: -"Alkol getirir misiniz?" O sırada hastanın titrek sesi duyulur: -"Teşekkür ederim doktor bey, mümkünse buz da alabilir miyim içine?"

Bu sefer ne zırvaladılar?

Doktoruna giden hasta, tedaviden sonra kendine yeni yeni gelmektedir, ancak acısı hiç de azalmamıştır. -"Doktor bey, çok acı çekiyordum. Size gelmeden önce bir eczaneye uğradım..." -"Olur mu efendim? Gidiyorsunuz eczanelere, size saçma sapan şeyler söylüyorlar, siz de onları dinliyorsunuz! Bu sefer ne zırvaladılar?" -"Bir an önce uzman doktorunuzla görüşün dediler..."

Bir daha ne zaman?

Doktorun kapısını, insana benzeyen ama kirden pislikten seçilemeyen bir şey açar. Yaratık doktorun karşısına geçip konuşmaya başlar: -"İki yıl önce romatizma teşhisi koyduğunuz, nemden uzak durmasını söylediğiniz bir hastanız vardı hatırlıyor musunuz?" Doktor hayal meyal hatırlar, -"Evet" der. -"Doktor bey, ne zaman tekrar banyo etmeye başlayacağım?"

Zor oldu

Doktor hastasına bir idrar tahlili istek kağıdı vermiş ve -"Gidip idrarınızı yapıp bana getirin" demiş. Beş dakika sonra yaşlı adam elinde ıslak bir kağıtla gelmiş ve -"Buyrun doktor bey, zor oldu ama yaptım" demiş.

E onu da

Doktor hastasına soruyor: -"Yaşınız?" -"37" -"Adınız?" -"Ali." -"Soyadınız?" -"Taştan." -"Evli misiniz?" -"Evet." -"Peki şikayetiniz nedir?" -"E onu da siz bileceksiniz doktor bey, o kadar para ödüyoruz size!"

Kadın kulakları

Kazada kulaklarını kaybeden bir adama, anında bir operasyon yapılmış, ve yeni kulaklar takılmış. Adam kendine geldikten sonra, hışımla ameliyatı yapan doktorun odasına girmiş: -"Doktor mahvedeceğim seni doktor, bana kadın kulakları takmışsın!" -"Olur mu beyefendi, ne demek kadın kulağı? Kadını erkeği mi olur bunun?" -"Olmaz mı? Her şeyi duyuyorum, ama, ama hiç bir şey anlamıyorum!"

Şikayetiniz neydi?

Kadın psikologla olan randevusuna köpeği ile gelir. Doktor sorar: -"Şikayetiniz neydi?" Kadın çaktırmadan köğei işaret eder: -"Kocam kendisini köpek zannediyor..."

Birincide bırakın

Genç ve güzel kadın, kalp doktoruna şikayetini anlatır. -"Doktor bey, kocamla eve gidiyoruz. Birinci de yoruluyorum, ikinci, göğsüm ve bacaklarımda sızılar başlıyor, üçüncü de çarpıntı başlıyor, dördüncü de ise neredeyse nefes alamıyorum..." Kadın bunları anlattıkça aklından binbir şey geçen doktor önerisini söylüyor: -"Siz de birincide bırakın efendim, yüklenmeyin bu kadar..." -"Birincide nasıl bırakırım doktor bey, dördüncü katta oturuyoruz..."

Kahve telvesi

Basurdan muzdarip adama arkadaşları kahve telvesi iyi gelir demişler. Adam da gereğini yapmış, ancak telveden sonra hastalık iyice azıtmış. Doktora gitmiş, soyunmuş, doktor da muayeneye başlamış: -"Eğil biraz daha. Hah tamam... Valla, şimdi orda sana bir yol gözüküyor, bir de eline büyük bir para geçecek..."

Bir de şöyle deneyin

Hemşire, doktora dert yanar: -"Şu hasta çok huysuz, ne zaman kalbinin atış hızını ölçmeye çalışsam, birden kalbi hızlı hızlı çarpmaya başlıyor..." Doktor hemşireyi bir süzüp şöyle der: -"Bir de gömleğinizin düğmeleri kapalıyken deneyin..."

Ekstra ücret

Operasyondan sonra, diş hekimi hastasından vizite ücretinin üç katını ister, kadın bağırmaya başlar: -"Ne münasebet canım, hem beni o kadar bağırttınız, hem de fazla para istiyorsunuz!" -"Zaten olay da o hanımefendi. Dişiniz uyuşuk olduğu halde öyle bir yaygara kopardınız ki, sizden sonra sıra bekleyen iki hastam ofisimi terk ettiler!"

Nasıl terletirsin?

Tıp hocası öğrencisine der ki, -"Bana bir hastayı nasıl terleteceğini anlat, seni bugün mezun edeyim!" Çocuk hevesle tüm bildiklerini anlatır; kitaplarda okuduklarını, derslerde gördüklerini... Ama hoca tatmin olmaz: -"Bu kadar mı bildiklerin?" -"Vallahi bir yöntem daha var ama onu sadece çok kritik durumlarda kullanabiliriz!" -"Neymiş o?" -"Hastayı size getirir, sözlü yaptırırım!"

Neden gülüyorsunuz?

Bir kalp doktoru ölmüş. Sevenleri, tabutunu güllerden yapılmış dev bir kalbin içine yerleştirmişler. Herkes sırayla son vazifesini yerine getirirken, bir doktoru gülme tutmuş, gençlerden biri, biraz da kızarak çıkışmış: -"Neden gülüyorsunuz beyefendi?" -"Ben jinekoloğum da... Ben ölünce acaba benim tabutumu ne yapacaklar?"

En uzun 6 ay

Kadın doktor, hastası olan kadına, 6 aylık ömrü kaldığını söyler, ve ekler: -"Dilerseniz benim kocamın ailesinin yanına taşının. Sizi temin ederim, hayatınızın en uzun 6 ayını geçirirsiniz!"

Denedim

Adamın biri sorunlarını çözmek için psikoloğa gitmiş, derdini anlatmış: -"Doktor bey, sormayın, her gece aynı rüya. Rakip takım sürekli atak halinde ve ben de kaleciyim. Hep aynı, hep aynı..." -"Beyefendi farklı şeylere odaklanmaya çalışın, mesela güzel kızlar hayal edin?" -"Denedim doktor bey, ama ne zaman kızları düşünsem gol yiyorum..."

Загрузка...